26 Aralık 2015 Cumartesi

BIRLIKTELIK (Beraberlik) İLGISI İÇEREN YARGILAR

           Birliktelik (Beraberlik) İlgisi İçeren Yargılar

      Bu ilgi, çeşitli edat ve bağlaçlar la (ile, ve...)
sağlanır.

Tatile ailemle gittik.

Diğer Anlam İlgileri İçeren Yargılar (İstek,
Karşılıklı Yapma, Beğenme vb.)
Onunla iki yıldır haberleşemiyorum.
(Karşılıklı yapma)
Akşam gelin de çay içelim. (İstek)
Elmaları kardeş payı yaptık. (Eşitlik)
Bak şimdi resimlerin daha güzel olmuş.
(Beğenme)
Düğün yapmışsın da bana haber
vermemişsin. (Sitem)
Hava bulutlu yağmur yağabilir. (İhtimal)
Biz öylelerini çok gördük. (Küçümseme)
Dünyalar kadar işim var. (Abartma)
Tam içeri girerken güleceği tuttu.
(Beklenmezlik)

KARŞILAŞTIRMA CÜMLESI

     Karşılaştırma Cümlesi

          Aralarında anlamca ilgi (ilişki) olan iki
kavramı benzerlik ya da zıtlık yönünden
kıyaslamadır.

-Sütten beyaz dişleri var." cümledeki dişlerin
beyazlığı, sütün beyazlığıyla
karşılaştırılmıştır.

-Sinema da tiyatro gibi görsel bir sanattır.

-Doğu Anadolu'nun kışı Akdeniz Bölgesi'ne
göre daha sert geçer.

-Yahya Kemal de Necip Fazıl da şiirlerinde
ölüm temasına çok yer vermistir.

Sanatçı, diğer çağdaşlarına göre daha sade
bir dil kullanmıştır.

Ressam bu yapıtında ise diğerlerine göre
daha canlı renkleri kullanmıştır.

VARSAYIM CÜMLESI

        Varsayım Cümlesi

       Bir durumun sonucunun ne olduğunu
bilmeden onu kendimize göre bir sonuca
bağlamaya " varsayım" denir.

 -Diyelim ki bu yıl sınavı kazandın.

-Varsayalım ki aniden çıkageldi.

Diyelim ki okulu biraktin.

cümleleri
varsayım cümleleridir.

ÖNERI (Tavsiye) CÜMLESI

        Öneri (Tavsiye) Cümlesi

        Bir konudaki eksikliğin giderilmesi için teklif
getirmeye " öneri " adı veriyoruz.

   - Hikâyede olayların yeri ve zamanı iyi tahlil
edilip, yazıya aktarılmalıdır.

-Okula kendi isteği ile gidilmelidir.

-Sinifa erken gelinmelidir.

ÖN YARGI (Peşin hükum) CÜMLESI


          Ön Yargı (Peşin Hüküm) Cümlesi

       Bir olay veya kişiyle ilgili değişik
sebeplerden dolayı önceden edindiğimiz
olumlu veya olumsuz yargılardır.
   Kısaca
özetlersek ön yargı, sonuçla ilgili önceden
karar vermektir.

-Bu takım bu sene kesin şampiyon olacak.

-Biliyorum, ödevin beğenilmeyecek.

TANIMLAMA CUMLESI

        Tanımlama Cümlesi

      Herhangi bir şeyin ne olduğunu anlatan "Bu
nedir? " sorusuna cevap verebilen cümlelere
" tanım cümlesi " denir.

    "Kitap, size istediğiniz zaman ders vermeye
hazır bir öğretmendir." cümlesinde "kitap
nedir?" dediğimizde "İstediğiniz zaman ders
vermeye hazır bir öğretmendir." cevabını
alabiliriz.

KINAYELI ANLATIMLI CUMLE

        Kinayeli Anlatımlı Cümle

  -Bir gerçeği ortaya koymak amacıyla sözü
imalı olarak tam karşıtı gelecek biçimde
kullanmaktır.
 Atasözlerinde, özdeyişlerde ve
deyimlerde kinaye yoğun olarak bulunur.

-Okulunu ne kadar çok sevdiğin yirmi gün
devamsızlık yapmandan belli.

-Eşinin gözündeki morluktan onu ne kadar
çok sevdiğin anlaşılıyor.

- ATASÖZÜ
Atasözü : Çok önceleri söylenmiş olup dilden
dile, nesilden nesile geçerek günümüze
kadar gelmiş, öğüt bildiren, atalarımızın
hayat tecrübelerini yansıtan ve milletin ortak
malı haline gelmiş olan sözlerdir.
Atasözlerin Özelliklerini Şöylece
Özetleyebiliriz:
Atasözleri halkın ortak malıdır. Söyleyeni
belli değildir.
Kalıplaşmış sözlerdir. Sözcüklerin sırası
değiştirilemez. Bir sözcüğün yerine başka bir
sözcük konulamaz.
Kısa ve özlü sözlerdir. Hep insanları
ilgilendiren sözlerdir.
Atasözlerinde geçen sözcükler genellikle
gerçek anlamları dışında kullanılmıştır. (Kaz
gelen yerden tavuk esirgenmez.) Kimi
atasözlerinde geçen sözcükler ise gerçek
anlamlarıyla kullanılmıştır. (Son pişmanlık
fayda vermez)
Sorularda çoğunlukla atasözlerinin anlamları
üzerinde durulur.
- ÖZDEYİŞ (VECİZE)
Özdeyişler , ünlü kişilerin , devlet adamlarının,
sanatçıların söylemiş oldukları kısa fakat
anlamca zengin olan sözlerdir.
"Hayatta en hakiki mürşit ilimdir." ( Atatürk )
"Kargalar ötmeye başlayınca bülbüller
susar." (Hz. Mevlana )
- DEYİM
Bazen bir olay veya durumu ifade etmek
için, o olay veya durumu birebir karşılayacak
kelimeler kullanmayız da; çağrışım
yaptıracak söz grupları kullanırız. Bunu da
ifademize sanat ve akıcılık kazandırmak için
yaparız. Örneğin: Bir insanın telaşlı
olduğunu anlatmak için "telaşlıdır" demeyiz
de "Etekleri tutuşmuş" ifadesini kullanırız ,
ama herkes bu kişinin telaşlı olduğunu anlar.
Deyimlerin Özellikleri:
*Deyimler en az iki kelimeden oluşur. (Kalp
kırmak)
Birden fazla kelimeden oluşan, hatta cümle
halinde olan deyimler de vardır. (Taşı
gediğine koymak) (Atı alan Üsküdar'ı geçti.)
Deyimleri oluşturan sözcükleri çoğu zaman
gerçek (sözlük) anlamlarından uzaklaşarak
mecazlı bir anlatım kazanırlar. (İşler böyle
giderse hapı yutarız .) Ama şunu da
unutmamalıyız; bazı deyimler sözlük
anlamlarıyla da uzak yakın bir ilişki taşırlar.
(Etekleri zil çalmak.) Etekleri tutuşmuş
birinin halini göz önünde canlandıralım.
Telaş içindedir değil mi?
Deyimler genellikle iş, oluş, hareket yani bir
fiili bildirirler ve fiil gibi çekimlenebilirler.
( Kalbimi kırıyorsun ama) (Çocuğun kalbini
kırdık anlaşılan) (Kimsenin kalbini
kırmamalısın oğul.)
Dikkat: Deyimlerle ilgili soruları çözebilmek
için deyimlerin ifade ettikleri anlamları
bilmemiz gerekir. Bu nedenle bazı atasözü
ve deyimleri gözden geçirmek gerekir.

AŞAMALI DURUM BILDIREN CÜMLELER

           Aşamalı Durum Bildiren Cümleler

      -Bir olayın,durumun olumlu ya da olumsuz
yönde giderek değiştiğini anlatan cümlelerdir.
Kadın, her geçen gün biraz daha kötüleşiyor.
Havalar gittikçe soğuyor.
Bu çocuğun günden güne huyu değişiyor.
Ülkemiz her geçen yıl biraz daha büyüyen
ekonomisiyle gelecekte gelişmiş ülkeler
seviyesine çıkacaktır.

ÜSLÜP VE İÇERIK CÜMLESI

Üslup ve İçerik (Konu) Cümlesi

 Yazarın yapıtında neyi anlattığı konuya (içerik) girer.Bu konuyu işlerken kullandığı sözcükler ve cümleler de üsluba girmektedir.

- Yazar yapıtında 1.Dünya Savaşı yıllarındaki insanların çektiği acıları gözler önüne serdi. (Konu)

- Betimlemelerde sıfatlara sıkça yer veren sanatçı cümleleri uzun tutmuştur. (Uslup)

- Romanda,Batı'nın yaşam tarzına özenen bir ailenin yavaş yavaş çöküşü anlatılır. (Konu)

- Şairin,şiirlerinde oldukça az kullanılan sözcüklere ve deyimlere yer vermesi dikkati çeker. (Uslup)

-

DOĞRUDAN (düz)ANLATIMLI CÜMLELER

Doğrudan (Düz) Anlatımlı Cümleler Herhangi bir konuda bir kişinin görüş ve düşünceleri hiçbir değişikliğe uğratılmadan verilir. Bu cümle genellikle tırnak içinde gösterilir. -Çiçero'nun "Bir yerde yaşam varsa orada umut da vardır." sözü çok hoşuma gitti. -Kadın, arkadaşının kulağına eğilerek: "Birazdan kalkalım mı?" diye fısıldadı. Bu konuda atalarımız: "Cesurun bakışı,korkağın kılıcından keskindir." der. -Deskartes'in: "Düşünüyorum öyleyse varım." sözü çok ünlüdür.

DOLAYLI ANLATIMLI CÜMLELER

               Dolaylı Anlatımlı Cümleler

         Bir kişinin sözünün söylendiği biçimde değil
de,bazı değişiklikler yapılarak aktarıldığı
cümlelerdir bunlar.

-Onunla bir daha konuşmayacağını söyledi.

-Bernard Shaw, düşünmenin ruhun kendisiyle
konuşması olduğunu söyler

-Abim babama ilaçları mutlaka içmesi
gerektiğini tembih etti.

Yazar, sanatçı olunabilmek için çok
çalışılması gerektiğini vurguladı.
Üslup ve İçerik (Konu) Cümlesi

20 Aralık 2015 Pazar

AMAÇ- SONUÇ İLİŞKISI

            Amaç-Sonuç İlişkisi

Öznenin işi, hareketi gerçekleştirme amacı
ve sonucu cümle içinde verilebilir. Bu tür
cümlelerde " için, diye, üzere, dolayı, ötürü,
maksadıyla... " ifadeleri sıkça geçer. Bu
ifadelerden bazıları "sebep-sonuç" bildiren
cümlelerde de geçebilir. Amaç-sonuç
cümlelerinde " hangi amaçla? hangi
maksatla? " soruları sorulabilir.
Borçlarından kurtulmak için evini satmış.

Ailesini görmeye Almanya' ya gitmiş.

Başkan siyasi anlaşmalar yapmak üzere
yurtdışına çıkıyor.

Bu, bizi birbirimize düşürmek maksadıyla
söylenmiş bir sözdür.

Şair, şiirinde herkes rahatça anlayabilsin diye yalın
bir dil kullanmış.


18 Aralık 2015 Cuma

SEBEP-SONUÇ(neden-sonuç) İLİŞKISI

       Sebep-Sonuç (neden-sonuç) İlişkisi

      Bu tür cümlelerde, yargılardan biri, diğerinin
gerçekleşmesine neden olmaktadır. Bir de
eylemin hangi gerekçeyle yapıldığını bildiren
cümleler de neden sonuç ilişkisi herzaman vardir. Bu
tip yargıları bulmak için yükleme "niçin?"
sorusu sorulabilmektedir.
       "Salıncağın ipi kopunca kucuk çocuk yere düştü."
cümlesinde "çocuğun yere düşmesini"nin
nedeni "Salıncağın ipinin kopması"na
bağlanmıştır.
Sınavda heyecanlandığı için bazı soruları
Görememiş.

Bakımsızlıktan otel hurdaliğa dönmüstu.

Matbaanın bulunmasıyla okuma yazma oranı
arttı.

Aşırı sıcaklar can kaybına yol açti

Yoğun kar yağışı nedeniyle yollar trafiğe
kapatıldı.

KOŞULA (şarta) BAĞLILIK

        Koşula (şarta) Bağlılık

       Bir olayın, durumun gerçekleşmesi için daha
önceden olması gereken başka bir durumun
oluşmasina"koşulluk" denir.
Bu tip cümle
anlamlarında "hangi şartla?" sorusunu temel
cümleye sorduğumuzda gerçekleşmesi
gereken koşulu bulabiliriz.
Sanatçı yapıtında toplumu anlatırsa
ölümsüzleşir.

Akşam annen gelsin, alışverişe çıkarız.

Şarki dinleyebilirsin ama sesini fazla
açmayacaksın.

Cuma gunu geri vermek üzere bu kitabı
alabilirsin.

Bizim buralara yağmur yağdıkça her yer
toprak kokardı.

Her güneş doğduğunda beni hatırla.

NESNEL ANLATIM

       Nesnel Anlatım

     Doğruluğu ya da yanlışlığı kişiden kişiye
değişmeye ugramayan, deney ve gözleme dayana bilen
tarafsız yargılara nesnel yargı denir.

Bu
yargıların kullanıldığı anlatıma da nesnel
(objektif) anlatım denir. Nesnel yargılarda
duygu ve izlenimlere yer verilmez.
Filmde olaylar küçük bir kasabada geçecektir.

Eser dört bölüm halinde sinemaya
Sunulacaktir.

Turizm gelirleri geçen yıla oranla yüzde 10'lik
bir artış göstermiştir.

Aruz ölçüsüyle yazılan şiirde nazım birimi
dörtlüktür.

Dört perdede oluşan bu oyunda yazar, aile
bireyleri arasındaki sorunları anlatır.

CÜMLEDE ANLAM

             Öznel Anlatım

Doğruluğu ya da yanlışlığı kişiden kişiye
değişen, doğruluğu tartışılan düşüncelerin
anlatıldığı yargılara öznel yargı denir.
      Bu
yargıların kullanıldığı anlatıma da öznel yani
(subjektif) anlatım denilmektedir. Bu cümlelerde
 bence ifadesi vardır.

* İzmir, tarihi ve doğal güzellikleriyle eşsiz
bir şehrimizdir.

* Şair söyleyiş güzelliğiyle türkü tadında bir
şiir sunuyor bize.

* Konferansa katılanların saçma sapan
fikirleri beni iyice sıkmıştı.

* Yazar, sürükleyici anlatımı ve ilginç
betimlemeleriyle okuyucuyu olayın içinde
yaşatıyor.

* Çatık kaşları, yaralı yüzüyle insanı ürküten bir havasi vardi..

SOMUT VE SOYUT ANLAMLI SÖZCUKLER

          SOMUT VE SOYUT ANLAM

      Sözcükler varlıkları ve kavramları karşılar.
Varlık, madde olarak bulunan yani duyu
organlarıyla algılanabilen bir nitelik taşınaktadur.

    İşte duyu organlarımız yardımıyla
algılayabildiğimiz sözcüklere somut anlamlı
sözcükler denir.
      Örneğin “ağaç, insan, dağ,
kalem, bulut...” somut sözcüklerdir.

Fakat bu kavramlar duyu organlarımız ile algılanamaz.
“Üzüntü, sevgi, özlem, kin, akıl” gibi
sözcükleri herhangi bir duyumuzla
algılayamayız.O yuzden bu sozcuklere soyut anlanli sozcukler denir.

17 Aralık 2015 Perşembe

TANIMLAMA

          TANIMLAMA

       Bir şeyin ne olduğunu anlatan cümlelere
tanım cümleleri denir.
Tanım cümleleri, "Bu nedir?" sorusuna cevap
vermez..

     "İsimlerin özelliğini gösteren sözcüklere sıfat
denir."
cümlesinde tanım yapılmıştır. Bu cümleye

sorduğumuz, "Sıfat nedir?" sorsuna cevap

alabiliyoruz: İsimlerin özelliğini belirten
sözcüklerdir.

"Sıfatlar çekim eklerini almaz."

cümlesinde ise tanım yoktur. Çünkü bu
cümleye "Sıfat nedir?" sorusun
yönelttiğimizde cevap alamıyoruz.

DEYIM

            DEYİM

      Birden fazla sözcükten meydana gelmektedir.
Sözcüklerden en az birisi mecaz anlamıyla
kullanılan söz öbekleridir. Deyimlerin en
önemli özelliklerinden biri en az iki
sözcükten oluşmalarıdır.

“Dikmek” sözcüğü tek başına deyim olmaz.
Deyimi oluşturması için bir başka sözcükle
kullanılması gerekir.
       Örneğin “göz” sözcüğü
ile kullanıldığında, “göz dikmek” olur ki, bu
sözler deyimdir. Artık “dikmek” sözcüğü
gerçek anlamını yitirmiştir.
Deyimlerin önemli özelliklerinden biri de
kalıplaşmış sözler olmalarıdır. Deyimi
oluşturan sözcüklerden en az biri kendi
anlamlarından uzaklaşmıştır.

“Dil uzatmak”

“Küplere binmek”

   “Saman altından su yürütmek”
deyimlerini düşünelim. Bu deyimleri
oluşturan sözcükler artık gerçek anlamında
değildir.
    “Dil uzatmak” birine kötü söz söylemek,
“Küplere binmek” çok sinirlenmek,

    “Saman altından su yürütmek” ise
başkalarına sezdirmeden gizli işler yapmak
anlamına gelen birer deyimdirler.

DOLAYLAMA

            DOLAYLAMA

      -Bir sözcüğü birden fazla sözcükle ifade
etmeye dolaylama denilmektedir. Dolaylamaların
temelinde halkın benimsemesi vardır.
       Mesela bizler nasıl oluştuğuna pek
bakmadan “aslan” için “ormanların kralı”
deriz. İnsanlar arasında bu, öyle
benimsenmiş, kabul görmüştür.

Kaleci : File bekçisi

Turizm : Bacasız sanayi

Kömür : Kara elmas...

İKİLEME

                İKİLEME

      Sözün anlamını pekiştirmek, onu
zenginleştirmek ya da değişik anlam ilgileri
oluşturmak içn iki sözün bir araya
getirlmesiyle oluşan söz öbeklerine ikileme
denilmektedir.
İkilemeler aynı sözcüğün tekrarıyla, yakın
anlamlı sözcüklerin tekrarıyla, karşıt anlamlı
sözcüklerin tekrarıyla, biri anlamlı biri
anlamsız sözcüklerle yapılabilir.
“Adam acı acı güldü.”
cümlesinde ikileme aynı sözcüğün tekrarı ile,
“Yalan yanlış sözlerle bizi oyalamışlardı onlar”
cümlesinde yakın anlamlı sözcüklerin bir
arada kullanılması ile,
   “Gece gündüz çalışıyordu.”
cümlesinde karşıt anlamlı sözcüklerin bir
arada kullanılması ile,

  “Lütfen saçma sapan konuşma.”
cümlesinde ikileme biri anlamlı, biri anlamsız
sözcüklerin birlikte kullanılması ile
oluşmaktadir.

16 Aralık 2015 Çarşamba

YAKIN ANLAMLI SÖZCÜKLER

      Yakın Anlamlı Sözcükler

    Aynı anlamı taşıyor gibi görünen fakat
temelde aynı anlamı taşımayan sözcüklerden meydana gelir.

   Bu sözcükler birbirine çok yakın anlam
taşırlar.

Çekingen – korkak: Bu iki sözcük birbirinin
yerine kullanılmaz. İkisi de bir benzer
duyguları ifade eder, bir şeyi yapmak
istemeyen anlamı taşır. Fakat korkaklık
çekingenlikten daha ileri boyuttadır.

Yalan – yanlış: İkisi de kötü bir şeydir.
Doğru olmayan şeydir. Her ne kadar aynı
anlamı taşıyor gibi gözükse de birbirinden
farklı anlamlar taşır.

Resim – fotoğraf: Birbirinin yerine yanlış bir
şekilde en çok kulanilabilen iki sözcük resim ve
fotoğraf sözcüğüdür. Bu ikisini birbirinin
yerine kullanmak anlatım bozukluğuna yol
açabilir. Çünkü, resim çizilirken fotoğraf çekilir.
Yakın anlamlı diğer sözcükler: kırılmak-
darılmak, uğraş-didinmek, azımsamak-
küçümsemek, mutluluk-sevinç, istemek-


ZIT ANLAMLI SÖZCÜKLER (Karşit kelimeler )

Zıt Anlamlı Sözcükler (Karşıt Kelimeler)

     Aynı anlam çerçevesi içerisinde birbirine en
uzakta bulunan sözcüklere zıt anlamlı (karşıt
anlamlı) sözcükler denilmektedir.

       İyi – kötü ( Bu iki sözcük birbirinin zıttıdır.
Çünkü ikisi de insanı değerdir. Aynı düzlem
üzerinde yer alır. Birinin yokluğu diğerini
doğurur.

Beyaz – siyah (İkisi de renktir. İkisi birbirinin
zıttı yani karşıtı renktir. Renkler arasında
karşıt en uç renklerdir. )

          ÖRNEKLER
     Zıt Anlamlı Sözcüklere Örnekler

Büyük-küçük
, ileri-geri
, aşağı-yukarı,
acı-tatlı
, sert-yumuşak,
doğru-yanlış,
büyüklük-küçüklük
, üst-alt,
iç-dış,
 var-yok,
 açık -kapalı
, açık -koyu,
ve benzeri birçok kelime gibi.





EŞ SESLİ KELIMELER (sesteş sözcükler)

Eş Sesli Kelimeler (Sesteş Sözcükler)

       Yazılışları aynı olduğu hâlde anlamları

arasında hiçbir bağlantı, ilgi bulunmayan
sözcüklere eş sesli sözcükler yani sesteş
sözcükler denir. Şu iki örneğimize bakalım:
Topa vururken elimi çok kötü incittim.
El elin eşeğini türkü çağırarak ararmış.
(Bu iki örneğe baktığımızda iki örnekte de
“el” sözcüğünün kullanıldığını görüyoruz.
Ancak birinci cümlede el sözcüğü insana ait
bir organ, ikinci cümlede ise “yabancı”
anlamında kullanılmaktadir. Yazılışları aynı
anlamları farklı olduğu için eş sesli
sözcüktür denir.. )

ÖRNEKLER

– H. E. Adıvar (Kart
sözcüğü yaşlı anlamında kullanılmıştır.)
Ona bir giriş kartı çıkaralım da rahat
girsin. (Kart sözcüğü basılı kâğıt
anlamında kullanılmıştır.)

Bir bardak çay alabilir miyim? (Çay
sözcüğü içilecek bir tür sıvı anlamında
kullanılmıştır.)

Gençken bu çayda az mı yüzdük?
(Nehir, akarsunun küçüğü demektir.)
Ayakkabı bağın çözülmüş; dikkat et,
düşme.
Bağ bozumu ne zaman biliyor
musunuz?

Sınavdan yüz aldı diye nasıl da
seviniyordu.

Bu şekilde davranırsan bir daha
yüzümü göremezsin.


TERİM ANLAM

              TERİM ANLAM
     Bir zümreye, meslek grubuna, spor dalına, iş
alanına vs. ait özel sözcüklerdir. Bu
sözcüklerin bazıları sadece terim anlamda
kullanılırken bazıları da kimi zaman terim
anlamda kimi zaman gerçek, mecaz ve yan
anlamda kullanılabilir. Şimdi örneklere göz
atalım:
Bu şiirin ölçüsü 7’li hece ölçüsüdür. (“Ölçü”
sözcüğü edebiyat alanına ait terim anlamda
kullanılmıştır.)
Ölçü birimlerimiz Cumhuriyetle birlikte
değişmiştir. (“Ölçü” sözcüğü gerçek anlamda
kullanılmıştır.)
Bu sefer ölçüyü gerçekten kaçırdı. (“Ölçü”
sözcüğü mecaz anlamda kullanılmıştır. )

ÖRNEKLER

    Ölçü, şiir, kafiye, redif, mecaz,
aliterasyon, kinaye… (Edebiyat
terimleri)

Üçgen, açı, kenarortay, dikdörtgen,
kare, prizma… (Geometri terimleri)

Skeç, tekst, rol, dekor, suflör,
perde, oyun, provs… (Tiyatro terimleri)
Hukuk, hakim, mahkum, adalet, celse,
dava, beraat, müebbet, hapis… (Hukuk
terimleri)

Doktor, hasta, eks olmak, steteskop,
kalp, acil…Bir zümreye; meslek grubuna, spor dalına, iş
alanına vs. ait özel sözcüklerdir. Bu
sözcüklerin bazıları sadece terim anlamda
kullanılırken bazıları da kimi zaman terim
anlamda kimi zaman gerçek, mecaz ve yan
anlamda kullanılabilir. Şimdi örneklere göz
atalım:
Bu şiirin ölçüsü 7’li hece ölçüsüdür. (“Ölçü”
sözcüğü edebiyat alanına ait terim anlamda
kullanılmıştır.)
Ölçü birimlerimiz Cumhuriyetle birlikte
değişmiştir. (“Ölçü” sözcüğü gerçek anlamda
kullanılmıştır.)
Bu sefer ölçüyü gerçekten kaçırdı. (“Ölçü”
sözcüğü mecaz anlamda kullanılmıştır. )
ÖRNEKLER
Ölçü, şiir, uyak, kafiye, redif, mecaz,
aliterasyon, kinaye… (Edebiyat
terimleri)
Üçgen, açı, kenarortay, dikdörtgen,
kare, prizma… (Geometri terimleri)
Skeç, tekst, metin, rol, dekor, suflör,
perde, oyun, provs… (Tiyatro terimleri)
Hukuk, hakim, mahkum, adalet, celse,
dava, beraat, müebbet, hapis… (Hukuk
terimleri)
Doktor, hasta, eks olmak, steteskop,
kalp, acil… (Tıp terimleri)
Üçgenin iç açılarının toplamı 180 derecedir.
(Terim anlamda)
Bu olaya bakış açınızı değiştirmelisiniz.
( Yan anlamda) (Tıp terimleri)

Üçgenin iç açılarının toplamı 180 derecedir.
(Terim anlamda)

Bu olaya bakış açınızı değiştirmelisiniz.
( Yan anlamda)
             MECAZ ANLAM

   Sözcüğün ilk anlamından tamamen
uzaklaşarak kazandığı yeni anlamdır mecaz
anlam. Sözcük ilk anlamından uzaklaşarak
yeni bir anlam kazanmıştır. Mecaz anlamlı
sözcükler genelde “Akla yatmayan, akıl dışı”
sözcüklerden oluşur. Küçük bir çocuğa
mecaz anlamlı sözcükleri söylerseniz soyut
düşünme kabiliyeti gelişmediği için size
gülecektir.
Mecaz anlamlı sözcük cümlede başka bir
sözcük yerine kullanılır. Bu sebeple mecaz
anlamlı sözcüğü çıkarıp yerine farklı bir
kelime koyabilirsiniz. Örneklere göz atalım:
Bu boş sözlerle beni kandıramazsın. (“Boş”
sözcüğü ile “gereksiz, anlam taşımayan,
yersiz” denmek istenmiştir. “Boş” sözcüğüne
yeni bir anlam kazandırılmak istenmiştir.
Bizim işlere de kol atmış. (“Kol” sözcüğü tek
başına kullanıldığında insana ait bir organın
adıdır. Yani gerçek anlamlıdır. Fakat burada
“kol atmak” şeklinde deyimleşerek
kullanılmış. Yani ilk anlamından tamamen
uzaklaşarak mecazlaşmıştır.)
ÖRNEKLER
O kadar kibirli ki burnundan kıl
aldırmıyor. (kibirli anlamında)
İşe alacağın adama dikkat et, eli uzun
biri olması. (hırsız anlamında)
Onun ağzı iyi laf yapar, benden
söylemesi. (güzel söz söyleyen
anlamında)
Söylediğin sözler boğazımda
düğümlendi. (ağlamak isterken
ağlayamamak)
Bana çok sert davranıyor. (incitici
davranmak)
Bırak bu ayakları kardeş. (bahane
bulmak)
Bu davranışınla gözümden düştün.
(itibarını kaybetmek)
Söylediği sözler bana çok ağır geldi.
(üzücü gelmek)
Beni kırdığın için benden özür
dilemelisin. (incitmek)
Çok sıcak kanlı bir adamdı. (samimi
anlamında)
(Yukarıdaki örneklerde koyu yazılan
sözcükler mecaz anlamda kullanılmıştır.)
TERİM ANLAM
Bir zümreye; meslek grubuna, spor dalına, iş
alanına vs. ait özel sözcüklerdir. Bu
sözcüklerin bazıları sadece terim anlamda
kullanılırken bazıları da kimi zaman terim
anlamda kimi zaman gerçek, mecaz ve yan
anlamda kullanılabilir. Şimdi örneklere göz
atalım:
Bu şiirin ölçüsü 7’li hece ölçüsüdür. (“Ölçü”
sözcüğü edebiyat alanına ait terim anlamda
kullanılmıştır.)
Ölçü birimlerimiz Cumhuriyetle birlikte
değişmiştir. (“Ölçü” sözcüğü gerçek anlamda
kullanılmıştır.)
Bu sefer ölçüyü gerçekten kaçırdı. (“Ölçü”
sözcüğü mecaz anlamda kullanılmıştır. )
ÖRNEKLER
Ölçü, şiir, uyak, kafiye, redif, mecaz,
aliterasyon, kinaye… (Edebiyat
terimleri)
Üçgen, açı, kenarortay, dikdörtgen,
kare, prizma… (Geometri terimleri)
Skeç, tekst, metin, rol, dekor, suflör,
perde, oyun, provs… (Tiyatro terimleri)
Hukuk, hakim, mahkum, adalet, celse,
dava, beraat, müebbet, hapis… (Hukuk
terimleri)
Doktor, hasta, eks olmak, steteskop,
kalp, acil… (Tıp terimleri)
Üçgenin iç açılarının toplamı 180 derecedir.
(Terim anlamda)
Bu olaya bakış açınızı değiştirmelisiniz.
( Yan anlamda)
YGS Türkçe Sözcükte Anlam
Çıkmış Soru Analizi
Biliyorsunuz sözcükte anlam konusu
müfredatımızda “Sözcükte ve söz
öbeğinde anlam” başlığıyla geçer. Bu
sebeple YGS Türkçede ve LYS
Edebiyatta ve diğer sınavlarda çıkacak
sorularda sözcük ve söz öbeğ i şeklinde
karşımıza gelecektir. Şimdi gelebilecek
soru kalıplarına bakalım:

– Bu parçada “……………………” sözüyle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?

– Parçada geçen “………………….” sözüyle
sanatçıya ait hangi özellik belirtilmek
istenmiştir?

– Parçada geçen altı çizili sözle
anlatılmak istenen aşağıdakilerden
hangisidir?

– Aşağıda verilen cümlelerden hangisi
ayraç () içindeki anlamını
karşılamamaktadır?

– Boş bırakılan yere aşağıdaki
deyimlerden hangisi getirilmelidir?
– Yukarıda verilen sözle aşağıdaki
kavramlardan hangisi ilişkilidir/
ilişkilendirilemez?

– Numaralı cümlelerin hangisinde/altı
çizili söz öbeklerinin hangisinde
mecazlı bir söyleyiş yoktur?

– Yukarıdaki paragrafta boş bırakılan
yere düşüncenin akışına göre hangisi
getirilmelidir?

Şimdi Sıra Sizde
Aşağıda altı çizili kelimelerin gerçek, yan,
mecaz veya terim anlamdan hangisiyle
kullanıldığını bulun.
Sorular
Çözümler
Bu akşam sinemaya gidelim mi?
Film çevirmeyi bırak da doğruları
anlat.
Sözcükte anlam Türkçenin en önemli
konusudur.
Pantolonumun paçasını yaptırmak için
terzi arıyorum.
Bu işi eline yüzün e bulaştırmadan
hallet.
Başarı herkese göre değişir.
Dolabın gözünden telefonu getirir
misin?



YAN ANLAM

                     YAN ANLAM                            -Bir sözcüğün ilk anlamından çok
uzaklaşmadan kazandığı yeni anlamdır.
Sözcük ilk anlamına bir benzerlik ilgili ile
veya çağrışım yapacak şekilde bağlı
olmalıdır. Sözcüğün ilk anlamını akla gelmelidir. Genelde insandan doğaya
aktarım şeklinde karşımıza çıkmaktadir.Ayrıca bir
sözcüğün birden çok yan anlamı olabilir.
Aşağıdaki örneklere bakalim:

Ayakkabının burnu sence de çok sivri değil
mi? (Burada “burun” sözcüğüne dikkat
edelim. Burun dediğimiz zaman akla ilk
insana ait bir organ geliyor. İnsana ait bir
organ olan burun kafaya bağlı, insana ait  sivri yapısıyla
bilinir. Ayakkabının burnu da ayakkabının
gövdesine bağlı en sivri bölümdür. Yani
kelimenin ilk anlamı ile bir benzerlik ilgilisi
vardır. İşte “burun” sözcüğü bu yolla yan
anlam kazanmıştır. )
Türkiye’nin en kuzeyinde Sinop Burnu vardır.
(Bu örnekte de burun sözcüğünün kazandığı
yeni bir yan anlam görüyoruz. Sinop Burnu
şekil olarak sivri bir yapıya sahiptir ve insan
organı olan burna şekil yönünden benzeyerek
yeni bir yan anlam kazanmıştır.
 Unutmayalım ki bir sözcüğün birden çok yan
anlamı olabilir. )
ÖRNEKLER
Makinenin kolu bozulmuş.
Kapının kolu kırıldığı için yenisini taktık.

Ev denize bakıyor. (Ev yön olarak
denize cephe olduğu için “bakmak”
sözcüğü yan anlamda kullanılmıştır.)

Eline biraz para sıkıştırıp savmış
başından.
Yol ağzında inebilir miyim?

Çanta ağzına kadar parayla doluydu.

Masanın ayaklarındaki vidalar
gevşemiş.

Lavabonun altına dirsek almaya
gidiyorum.

Senin için henüz boş bir kadromuz yok.
Bakın çocuklar, İstanbul Boğazı ’ndan
geçiyoruz.

GERÇEK (TEMEL)ANLAM

       GERÇEK (( TEMEL) ) ANLAM

Gerçek anlamla ilgili farklı kaynaklarda
çokça tanım bulunmaktadır. Ancak engeçerli olanı
da, sözcüğün ilk veya asıl anlamıdır. Dilin
kullanılmaya başladığı ilk dönemden bu yana kadar
insan hayatında var olan veya çeşitli yapım
ekleri ile türetilen kelimelerdir. Hiçbir
şekilde bir benzetme ilgili ile veya aktarma
yolu ile oluşmamıştır. Düşüncelerle, eşyayla,
insanla veya tabiatla doğrudan ilgili
kelimelerdir bunlar. Genellikle sözcüğün akla ilk
gelen anlamıdır. Bazı kaynaklarda ilk anlam
veya başat anlam şeklinde de karşımıza
çıkar. Aşağıdaki örnekleri inceleyelim:

ÖRNEKLER

Sıcakta bu kadar durursan burnun
kanar tabii.

Konuşurken elini ve kolunu biraz rahat
bırak.

Bu kırdığın kaçıncı bardak?

Bu dolabın içi neden boş?

Benimle konuşurken yüzüme bak .

Su güneşin altında bekleye bekleye
epey ısınmış.

Yemek çok sıcak, soğumasını bekle.

Kâğıdın kenarı çok keskin , elini
kesmesin dikkat et.

Bu yatak çok sert, belimizi ağrıtır.

Şekeri fazla mı koydun, çok tatlı olmuş.

Yemeğe biraz acı koyar mısın?

Bu havada bu elbiseler kurumaz ki.

Oğlum, kolumdan tutup çekiştirmeyi
bırak.

Yemek yerken ağzı kapatmak bir görgü
meselesidir.

Bu ayakkabı ayağıma vuruyor.

Onun çok güzel gözleri vardı.

Soğukta hemen boğazlarım ağrıyor.

((Yukarıdaki örneklerde koyu yazılan
sözcükler gerçek anlamda kullanılmıştır.))

TÜRKÇE-SÖZCÜKTE ANLAM

Sözcükte Anlam- konusu Türkçenin belki de
en önemli konusundan biridir. Hem YGS Türkçede
hem ÖSYM’nin hazırladığı tüm sınavlarda 3-4 veyada 5-6
adet soru ile karşımıza çıkması bakımından
hem cümlede ve paragrafta anlam konusuna
temel olması bakımından hem de Türkçenin
mantığını kavrama bakımından önemli bir
konudur.
Geçmiş yıllarda çıkan sorulara baktığımızda
ÖSS’de, YGS’de ve LYS’de sözcükte anlam
konusundan mutlaka soru bulunmuş,
sorulmadığı yıl hiç olmamıştır. Bu sebeple
tüm YGS Türkçe hazırlık kitapları anlam
bilgisi bölümünde ilk olarak sözcükte anlam
konusu ile konu anlatımına başlar.
Bizim de konu anlatımı sıramız öğrenme
mantığınıza uygun olarak hazırlanmıştır. Bu
sebeple eğer YGS Türkçeyi tam anlamıyla
öğrenmek istiyorum, hiç soru kaçırmak
istemiyorum diyorsanız lütfen [highlight] konu
atlamadan, sırası ile öğrenin.[/highlight]Konu
sıramız içindekiler bölümünde yer
almaktadır.
Sözcükte Anlam ve Kavram (Kelimede
Anlam ve Kavram)
Sözcükte anlam konusu bazı kaynaklarda
“kelimede anlam ve kavram” şeklinde
karşımıza çıkar. Bu sizi yanıltmasın.
“Sözcük” ve “kelime” kavramları eş anlamlı
iki kelimedir ve aynı anlamda
kullanılmaktadır. Her ikisi de sözlüğümüzde
vardır ve aynı anlamları ifade eder. Ancak
biz anlaşılmasının kolay olması açısından
“sözcük” ismini daha münasip görüyoruz.
Dilimizde kullandığımız sözcükler zaman
içerisinde kullanımlarına bağlı olarak kimi
zaman genişleyerek kimi zaman da daralarak
değişmektedir. Örneğin “oğul” sözcüğü
Türkçenin en eski yazılı kaynakları olan
Orhun Yazıtları’nda “evlat, çocuk” anlamına
geliyordu. Bugün ise sadece “erkek çocuk”
için “oğul” kelimesi kullanılmaktadır.
 Aşağıdaki iki cümleyi inceleyelim:
Bugün kalbimi çok kırdığının farkında değil
misin? (İncitmek anlamında)
Bugün kırdığın beşinci bardak. (Parçalamak
anlamında)
Bu iki cümleye baktığımızda iki farklı
anlamda kullanılan “kırmak” eylemini
göreceksiniz. Dikkat ederseniz “kırmak”
sözcüğü zaman içerisinde farklı anlamlara
gelecek şekilde kullanılmıştır. Burada çok
anlamlılık kavramına değinelim.
Çok anlamlılık
Dildeki kelimelerin çeşitli anlam
değişmeleri, benzetmeler, mecazlar,
deyiş aktarmaları vs. yolu ile farklı
anlamlara gelecek şekilde kullanılması
ile çok anlamlılık ortaya çıkar. Yukarıda
verdiğimiz “kırmak” sözcüğü buna
örnektir. Yazılışları aynı olan “kırmak”
kelimeleri farklı anlamlarda
kullanılmıştır. Bu da çok anlamlılık
demektir.
Tüm bu örneklerden sonra görüyoruz ki,
sözcükte anlam ünitesinde kelimelerin
(sözcük) kazandıkları yeni anlamları, bu yeni
anlamları nasıl kazandığını, kelimelerin özel
anlamlarını vs. tek tek ele alacağız. Aşağıda
içeriğimizi tablo halinde göreceksiniz.


SÖZCÜKTE ANLAM / KELİMEDE

ANLAM
1. Sözcükte Anlam Özellikleri
a. Gerçek Anlam/Temel Anlam
b. Yan Anlam
c. Mecaz Anlam
d. Terim Anlam
2. Sözcükler Arası Anlam İlişkileri
a. Eşsesli Kelimeler (Sesteş)
b. Zıt Anlamlı Kelimeler (Karşıt)
c. Eş Anlamlı Kelimeler (Anlamdaş)
d. Yakın Anlamlı Kelimeler
3. Sözcük Anlamıyla İlgili Temel
Kavramlar
a. Genel ve Özel Anlamlı Sözcükler
b. Somut ve Soyut Sözcükler
c. Nitel ve Nicel Anlamlı Sözcükler
d. Ad Aktarması
e. Dolaylama
f. Güzel Adlandırma
g. Deyim Aktarması (Duyular Arası
Aktarım)
4. Söz Öbeklerinde Anlam
a. Deyimler
b. Atasözleri
c. İkilemeler
d. Yansıma Sözcükler
.

TÜRKÇE