Üç Nokta ( ... )
1. Anlatım olarak tamamlanmamış
cümlelerin sonuna konur:
Ne çare ki çirkinliği hemencecik ve
herkes tarafından görülüveriyordu da bu
yanı... (Tarık Buğra)
2. Kaba sayıldığı için veya bir başka
sebepten dolayı açık yazılmak istenmeyen
kelime ve bölümlerin yerine konur:
Kılavuzu karga olanın burnu b...tan
çıkmaz.
Arabacı B...’a yaklaştığını söylüyor,
ikide bir fırsat bularak arabanın içine
doğru başını çeviriyordu. (Ahmet Hamdi
Tanpınar)
3. Alıntılarda başta, ortada ve sonda
alınmayan kelime veya bölümlerin yerine
konur:
... derken şehrin öte başından boğuk
boğuk sesler gelmeye başladı... (Tarık
Buğra)
4. Sözün bir yerde kesilerek geri
kalan bölümün okuyucunun hayal
dünyasına bırakıldığını göstermek veya
ifadeye güç katmak için konur:
Sana uğurlar olsun... Ayrılıyor
yolumuz! (Faruk Nafiz Çamlıbel)
Binaenaleyh, biz her vasıtadan, yalnız
ve ancak, bir noktainazardan istifade
ederiz. O noktainazar şudur: Türk
milletini, medeni cihanda layık olduğu
mevkiye isat etmek ve Türk cumhuriyetini
sarsılmaz temelleri üzerinde, her gün, daha
ziyade takviye etmek... (Atatürk)
5. Ünlem ve seslenmelerde anlatımı
pekiştirmek için konur:
Gölgeler yaklaştılar. Bir adım kalınca
onu kıyafetinden tanıdılar:
— Koca Ali... Koca Ali, be!.. (Ömer
Seyfettin)
UYARI: Ünlem ve soru işaretinden
sonra üç nokta yerine iki nokta konulması
yeterlidir:
Gök ekini biçer gibi!.. Başaklar daha
dolmadan. (Tarık Buğra)
Nasıl da akşam oldu?.. Nasıl da
yavrucaklar sustu?.. Nasıl da serçecikler
yuvalarına sığındı?.. (Necip Fazıl
Kısakürek)
6. Karşılıklı konuşmalarda, yeterli
olmayan, eksik bırakılan cevaplarda
kullanılır:
— Yabancı yok!
— Kimsin?
— Bayram...
— Hangi Ali?
— ...
— Sen misin, Bayram usta?
— Benim!..
— Ne arıyorsun bu vakit buralarda?
— Hiç...
— Nasıl hiç? Suya çekicini mi
düşürdün yoksa!..
— !.. (Ömer Seyfettin)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder